30 Nisan 2017 Pazar

Bu göbeğe bir ‘Dur!’ dE

Eğer günden güne büyüyen bir göbeğiniz varsa ve de önüne geçemediğiniz tatlı krizleri oluyorsa durup düşünmenin vakti gelmiş demektir.

Vücudumuz için gerekli olan birçok besin öğesi var… Bunlar dinamik bir gün geçirmemiz, iyi ilişkiler kurmamız ve de günlük hayatın getirdiği tempoya ayak uydurabilmemiz açısından bizlerin enerji ihtiyacını karşılayan protein, karbonhidrat ve yağ grubu besinlerdir. ‘’Hepsi için geçerli olan altın kural, miktar kontrolüdür. Vücudumuza aldığımız her besini sorgulamalı neyi ne için yediğimizi bilmeliyiz. Yoksa istemeden de olsa bedenimize zarar verebilir, telafisi zor noktalara sürüklenebiliriz.’’ 
Vücudumuzun şekerle imtihanı
Şeker içeriği yüksek besinler vücudumuza enerji sağlamaları dışında, alındığı kaynağa ve de miktarına dikkat edilmezse zarar vererek bizi bazı hastalıklar ile karşı karşıya bırakabiliyor.  , doğal olarak meyve ve sebzelerde bulunan şekere vücudumuzun ihtiyacı olduğunu, hatta özellikle zihinsel faaliyetlerin yürütülmesi ve zinde bir gün geçirmek için de vazgeçilmez . Fakat genetiğiyle oynanmış toz haline getirilmiş işlenmiş şekere ise vücudumuzun hiç ihtiyacı YOK.
Hasta eden şeker
Vücuda aşırı miktarda alınan basit şeker, pankreas salgı hormonlarında dengesizlik yaratarak fazla miktarda insülin salınmasına sebep oluyor. Buna bağlı olarak da insülin direnci oluşuyor. İnsülin direnci, beraberinde göbek yağlanması ile geliyor, karbonhidratlı besinlere karşı aşırı iştah artışı ile vücuda fazla basit şeker alımına neden olup kişiyi bir kısır döngü içine sürüklüyor. Yani verilere göre, kronik insülin yüksekliği; bazı kalp hastalıklarına, kansere, sivilceye, polikistik yumurtalık sendromuna ve hatta miyopa davetiye çıkarıyor. Azalan şeker miktarı, insülinin de azalmasına neden oluyor.  insülin yüksekliğinin neden olduğu birçok kronik rahatsızlık olduğunu, eğer bu duruma dikkat edilmezse devamında diyabet hastalığının olabilir.
Araştırmalara göre, şekerli besinlerin fazla miktarda tüketiminin kalbi yorduğu, kalp krizinden sorumlu kötü huylu kolesterolü ve trigliserid düzeyini artırdığı görülmüş. Fazla miktarda şeker ve şeker içeren besinlerin tüketimi, karaciğere fazladan yük bindirerek karaciğer hasarına yol açtığı ve karaciğer yağlanmasında etkiye sahip olduğu ise klinik çalışmalar ile kanıtlanmış.
Ne yapmalı
Tüm bunları dikkate alarak sağlıklı beslenme profilini baz alarak yaşamakta fayda var. , karbonhidrat kaynaklarından kaliteli olanları, örnek tam buğday veya çavdar unundan yapılan ekmekler sofralarda yerini almalı, beyaz unlu mamüllere elveda demeliyiz. Sağlıklı atıştırmalıklardan ceviz, badem ve fındığı gün içerisinde düzenli olarak ara öğünlerde tercih etmeliyiz. Günlük su tüketimine dikkat ederek, kilomuz başına 30 cc olacak şekilde günde ortalama 8-10 bardak içmeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder